PKK’den Suikastle İlgili Açıklama

PKK Yürütme Komitesi; ‘Süreci baltalamaya dönük suikasttır’PKK’den Parispkk suikastıyla ilgili açıklama: “Katliamın, Apo’nun başlattığı yeni çözüm sürecini baltalamaya dönük olduğu aşikârdır.”

Paris’te üç Kürt kadın siyasetçinin öldürülmesi konusunda PKK bir açıklama yapıldı. Fırat Haber Ajansı’nın (ANF) internet sitesinde yayınlanan açıklamada, “Bu katliamın, Apo’nun başlattığı yeni çözüm sürecini baltalamaya dönük olduğu aşikârdır. Böylesi önemli bir süreçte yapılan bu katliamda başta Sakine yoldaşımız olmak üzere Fidan ve Leyla yoldaşlar bilinçli olarak seçilmişlerdir” denildi.

PKK kurucularından Sakine Cansız, Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) Paris Temsilcisi Fidan Doğan ve Leyla Söylemez’in 9 Ocak’ta Paris’teki Kürdistan Enformasyon Merkesi’ne gelen kişi veya kişilerce öldürülmesi konusunda PKK Yürütme Komitesi tarafından yapılan açıklama şöyle:

“Partimiz PKK’nin en seçkin militanlarından ve partimizin kurucu üyesi Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Söylemez yoldaşlarımızın 9 Ocak 2013’ de Fransa’nın başkenti Paris’te Kürdistan Enformasyon Merkezi’nde hunharca katledilmelerini nefretle kınıyoruz.

“Uluslararası güçlerin ve Türk gladyosunun ortaklaşa ve profesyonel bir tarzda planlayıp gerçekleştirdikleri bu katliamın, Apo’nun başlattığı yeni çözüm sürecini baltalamaya dönük olduğu aşikârdır. Böylesi önemli bir süreçte yapılan bu katliamda başta Sakine yoldaşımız olmak üzere Fidan ve Leyla yoldaşlar bilinçli olarak seçilmişlerdir.

“Bu insanlık dışı katliamla AKP yetkileri, sözcüleri ve yandaş medyasının ortaya attığı iftira ve karalama söylemlerinin bu katliamın karanlık faillerini gizleme ve hedef şaşırtmaya dönük beyhude çabalar olduğu açıktır.

“Bu katliam tüm boyutlarıyla ortaya çıkartılıp failleri bulunup yargılanıncaya kadar, Fransa devleti ve hükümeti sorumluluk altındadır. Paris’in merkezinde ve en işlek caddesinde gün ortasında böylesi vahşi bir saldırının uluslararası istihbarat güçlerin ve devletlerin desteği olmadan gerçekleştirilmiş olması mümkün değildir. Bu katliam, uluslararası komplocu güçlerin başta Abdullah Öcalan olmak üzere, Kürdistan halkına ve kurumlarına dönük gerçekleşen tutuklamaların ve hareketimizi kriminalize eden uygulamaların son bir halkası olmaktadır.

“Şu iyi bilinmelidir ki, bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da bu katliamı gerçekleştiren güçler hiçbir biçimde kirli amaçlarına ulaşamayacaklarıdır.”

Kaynak: newededersim.com 13 Ocak 2013

PKK: Katliamcılar Kirli Amaçlarına Ulaşamayacaklardır

PKK’nin kurucu üyesi Sakine Cansız ile Fidan Doğan ve Leyla Söylemez’in Paris’teSakine-Cansiz hunharca katledilmesini kınayan PKK, “Uluslararası güçlerin ve Türk gladiyosunun ortaklaşa ve profesyonel bir tarzda planlayıp gerçekleştirdikleri bu katliamın, Reber Apo’nun başlattığı yeni çözüm sürecini baltalamaya dönük olduğu aşikârdır” dedi.

PKK, katliamı gerçekleştiren güçlerin hiçbir biçimde kirli amaçlarına ulaşamayacaklarını kaydetti.

PKK Yürütme Komitesi, Paris’te 9 Ocak günü üç Kürt kadın siyasetçinin katledildiği saldırıyla ilgili açıklamada bulundu. Katliamın “Uluslararası güçlerin ve Türk gladiyosunun ortaklaşa ve profesyonel bir tarzda planlayıp gerçekleştirdikleri” bir katliam olduğu belirtilen açıklamada, hesabının mutlak sorulacağı vurgulandı.

PKK Yürütme Komitesi’nin yaptığı açıklama şöyle:

“Partimiz PKK’nin en seçkin militanlarından ve partimizin kurucu üyesi Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Söylemez yoldaşlarımızın 9 Ocak 2013’ de Fransa’nın başkenti Paris de, Kürdistan Enformasyon Merkezinde hunharca katledilmelerini nefretle kınıyor, bu değerli yoldaşlarımızın anıları önünde saygıyla eğiliyor, anılarına bağlılık gereği mücadelemizi daha da büyüterek geliştireceğimize dair sözümüzü yineliyoruz.

‘BOYUN EĞMEZ VE ABİDELEŞEN ÜÇ BÜYÜK İNSAN!’

Uluslararası güçlerin ve Türk gladioysunun ortaklaşa ve profesyonel bir tarzda planlayıp gerçekleştirdikleri bu katliamın, Reber Apo’nun başlattığı yeni çözüm sürecini baltalamaya dönük olduğu aşikârdır. Böylesi önemli bir süreçte yapılan bu katliamda başta Sakine yoldaşımız olmak üzere Fidan ve Leyla yoldaşlar bilinçli olarak seçilmişlerdir. Sara, Rojbin ve Ronahi! Özgür kadın hareketinin üç onurlu üyesi ve özgür kadın hareketimizin iradesi! boyun eğmez ve abideleşen üç büyük insan! Partimiz, Kürdistan halkı ve Önderlik çizgisinde özgürlüğüne kilitlenmiş soylu Kürt kadını bu lanetli katliamı asla unutmayacak ve mutlaka hesap soracaktır.

‘İFTİRA VE KARALAMALAR HEDEF ŞAŞIRTMAYA DÖNÜK BEYHUDE ÇABALARDIR’

Partimiz PKK, çıkışından günümüze kadar birçok alanda büyük komplo ve katliamlarla mücadele edip bugünlere ulaşmıştır. Bu insanlık dışı katliamla hedeflenen, Sakine Cansız yoldaşımızın öncülüğünde ve mücadele çizgisinde örgütlenen kadın Hareketimiz, yine partimiz PKK’nin ideolojisi ve mücadeledeki direniş çizgisi olmuştur. Ancak bu iyi bilinmelidir ki, bu tür katliam ve provokasyonlarla özgürlük Hareketimiz ve halkımız asla sindirilemeyecektir. Daha olay çok taze iken, AKP yetkileri, sözcüleri ve yandaş medyasının ortaya attığı iftira ve karalama söylemlerinin bu hunharca katliamın karanlık faillerini gizleme ve hedef şaşırtmaya dönük beyhude çabalar olduğu açıktır.

‘FRANSA DEVLETİ SORUMLULUK ALTINDADIR’

Bu katliam tüm boyutlarıyla ortaya çıkartılıp, failleri bulunup yargılanıncaya kadar, Fransa devleti ve hükümeti sorumluluk altındadır. Paris’in merkezinde ve en işlek caddesin de gün ortasında böylesi vahşi bir saldırının uluslararası istihbarat güçlerin ve devletlerin desteği olmadan gerçekleştirilmiş olması mümkün değildir. Bu katliam, uluslararası komplocu güçlerin başta Önderliğimiz olmak üzere, Kürdistan halkına ve kurumlarına dönük gerçekleşen tutuklamaların ve hareketimizi kriminalize eden uygulamaların son bir halkası olmaktadır.

‘KATLİAMCILAR KİRLİ AMAÇLARINA ULAŞAMAYACAKLAR’

Şu iyi bilinmelidir ki, bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonrada bu katliamı gerçekleştiren güçler hiçbir biçimde kirli amaçlarına ulaşamayacaklarıdır. Partimiz PKK, bu değerli militanlarının anısına özgürlük mücadelesini daha da yükselterek, Kürdistan halkının ve önder Apo’nun özgürlüğünü gerçekleştirene kadar bu kutsal davadan vazgeçmeyecektir. Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Söylemez yoldaşların mücadele tarzlarını ve kararlılıklarını esas alarak, başta kadın Hareketimiz olmak üzere tüm yoldaşlar büyük bir fedai ruhla özgürlük mücadelesini yükseltecek ve yoldaşlarımızın anılarını zaferle taçlandıracaktır.

CENAZELERE SAHİP ÇIKILMASI İSTENDİ

Yurtsever Kürdistan halkını, özgürlükten yana olan direngen tüm Kürt kadınlarını, Kürdistan gençliğini ve halkımızın dostlarını; tüm devrimci, demokrat ve sosyalist güçleri, bu aşağılık katliama karşı demokrasi ve özgürlük mücadelesini yükselterek, şehit yoldaşlarımızın cenazelerini güçlü sahiplenmeye çağırıyoruz.”

Kaynak: Firatnews.com 11 Ocak 2013

Acı, İsyan, Öfke: Roboski

Kürt halkının Roboski katliamının hesabını mutlaka soracağını belirten BDP Eşroboski-mezar Genel Başkanı Gültan Kışınak, katliama ilişkin hükümet yetkililerinin sarf ettiği sözlerin, Kürt halkı ve Roboskili ailelere yapılan “pervazsız hakaretler” olduğunu söyledi. Mezarlıkta, “barış” için güvercinler uçuruldu.Roboski katliamının yıldönümünde onbinlerce kişi, 34 yurttaşın toprağa verildiği mezarlığa yürüdü.

Mezarlıkta yapılan anmada, KCK bayraklarının yanı sıra katliamda yaşamlarını yitirenlerin fotoğrafları ile PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın posteri açıldı.

Roboski katliamının yıldönümü için Roboski’de olan ve aralarında BDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Gültan Kışanak, DTK Eş Başkanları Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk, BDP’li vekiller Nursel Aydoğan, Sebahat Tuncel, Ertuğrul Kürkçü, Ayla Akat, Adil Kurt, Hasip Kaplan, Nazmi Gür, Hüsamettin Zenderlioğlu, Sırrı Sakık, DTK Koordinasyon Kurulu Üyesi Osman Özçelik, Seydi Fırat, BDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, bölge il ve ilçe belediye başkanları, Suavi, Ferhat Tunç, Gençay Gürsoy, Garo Paylan, Rıdvan Turan, MAZLUMDER Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal, Türkiye Barış Meclisi’nden Şirin Tunç, BDP, HDK, DTK, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu üyesi öğrenciler, ŞÖDER üyesi öğrenciler, çok sayıda akademisyen, yazar ve sanatçı, Diyarbakır, Van, Şırnak Baro başkanları ve baro üyesi avukatlarının da bulunduğu onbini aşkın kişi Halı Saha’da Sivil Cuma namazını kıldıktan sonra köyden yaklaşık 4 kilometre uzaklıkta bulunan mezarlığa yürüdü. Yürüyüş öncesi Halı Saha önünde DTK ve BDP Eş Başkanları, Roboskili ailelerle birlikte üzerinde katliamda yaşamını yitiren 34 yurttaşın isminin yazılı olduğu yanan fenerleri gökyüzüne uçurdu.

Daha sonra mezarlığa doğru yürüyüşe geçen kitlenin en önünde, katliamda yaşamını yitirenlerin fotoğrafları, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın posteri ve KCK bayrakları taşındı. Yürüyüşte kitle sık sık, “Katil Erdoğan hesap verecek”, “PKK intikam”, “Erdoğan nerdesin, Allah belanı versin”, “Şehit namirin”, “Biji Serok Apo” ve “Barışın elçisi İmralı’dadır” sloganları attı. 4 km devam eden yürüyüşte Dersim, Halepçe ve Roboski katliamlarının fotoğraflarının üzerinde olduğu pankartlar taşındı. On bini aşkın kişinin yürüyüş esnasında attığı sloganlar Roboski köyünde yankılandı. Mezarlığa ulaşan kitle daha sonra saygı duruşunda bulundu. Saygı duruşunun ardından milletvekilleri yaşamını yitiren 34 yurttaşın mezarlarına karanfiller bıraktı. Daha sonra mezarlıkta açıklama yapan BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, Kürt halkının Roboski’nin hesabını mutlaka soracağını vurgulayarak, “Binler, on binler, milyonlar bir gün mutlaka bu katliamın hesabını soracak” dedi. Konuşmasının devamında Kışanak, hükümet yetkililerinin, Roboski katliamına ilişkin sarf ettiği sözlerin, Kürt halkı ve Roboskili ailelere yapılan “pervazsız hakaretler” olduğunu söyledi.

‘Mahkemelerin adaleti bitmiştir’

Kışanak’ın ardından söz alan DTK Eş Genel Başkanı Aysel Tuğluk da Başbakan Erdoğan’a seslenerek, “28 Aralık 2011 gecesi katliam emrini verdin mi vermedin mi? Bu katliamı ABD ile birlikte mi işlediniz” diye sordu. Roboski’nin hesabının er ya da geç sorulacağını söyleyen Tuğluk, vicdan sahibi olan herkesi Roboski halkına destek vermeye çağırdı. Kışanak ve Tuğluk’un ardından BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, kısa bir konuşma yaparak, katliamın ardından Roboski halkıyla dayanışma içerisinde olan herkese Botan halkı adına teşekkür etti. Kaplan, “Roboski katliamının hiçbir sorumlusunu yargılamaya başlamayan mahkemelerin adaleti bitmiştir. Roboski raporunu hazırlamayan komisyon bitmiştir” dedi. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Devrimci İşçi Partisi Genel Başkanı Sungur Savran, ESP Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, SDP Genel Başkanı Rıdvan Turan, ÖDP Genel Başkanı Alper Taş, KESK Genel Başkanı Lami Özgen, Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, Şırnak Barosu Başkanı İdris Tanış ve aileler adına Ferhat Encü ve Zeki Tosun konuşmalar yaptı. Konuşmalar esnasında güvercinler getiren aileler, barışa vesile olması dileğiyle güvercinleri havaya uçurdu. Yapılan konuşma ve okunana duaların ardından kitle mezarlıktan ayrıldı.

Öte yandan Türkiye’nin değişik illerinden anmaya katılmak için Roboski köyüne gelmek isterken, Kasrik boğazındaki Jandarma Karakolu’nda durdurulan ve geçişlerine izin verilmeyen SGDF üyeleri, ancak bu sabah kitle ile birlikte Roboski köyüne ulaşabilidi. Köydeki anmalara katılan SGDF’li gençler, akşam saatlerinde 3 koldan mezarlığa meşaleli yürüyüş gerçekleştirecek.

Kaynak: ozgur-gundem.com 28 Aralık 2012

Kürdistan Halk İnisiyatifinden 27 Aralık Çağrısı ve Roboski Yıldönümü

Kürdistan Halk İnisiyatifi, Roboski Katliamı’nın birinci yıl dönümü vesilesiyle Kuzeyyürüyüş1 Kürdistan ve Türkiye kentlerinde 27 Aralık günü gerçekleştirilecek olan Serhildan yürüyüşleri ile 28 Aralık günü Roboski köyünde yapılacak eyleme katılım çağrısında bulundu. İnisiyatif, “Yapılan ve hala sürdürülen zulme karşı direniş hattını büyütmeye çağırıyoruz” dedi.

Kürdistan Halk İnisiyatifi, Roboski Katliamı ile yaşanan son gelişmelerle ilgili yazılı bir açıklamada bulundu. Açıklamada, katliamın 27 Aralık’ta yapılacak olan serhildan yürüyüşleri, Roboski köyünde gerçekleştirilecek olan eylemle kınanacağını belirterek, halka katılım çağrısında bulundu.

Kürdistan Halk İnisiyatifi’nin açıklaması şöyle:

“Tarihten günümüze, Kürt ve kürdistan adına ne varsa sömürgeci ve zorbalar tarafından, kullanım değeri sınırsız meta olarak görülmüştür. Kürt, tarih sahnesinde kendisi dışında herkesin olmuş; kürdistan ise, özellikle son iki yüz yıl boyunca sömürgecilerin ganimet ve hunharca talanlarına maruz kalmıştır. Yerel statükocu güçler, uluslararası hegemonları da arkasına alarak tarih boyunca kürdistanı sömürge statüsünden öte, adeta “toplum kırım” statüsünde ya da statüsüzlüğünde tuta gelmiştir. Kürt ve kürdistan değerleri adına başkaldıran her öncülük, kendi kanında boğdurulmuş ve katliamın bütün kılıç atıkları üst üste atılıp yakılarak yok edilmiştir. Böylece kürdün var oluşuna dair bütün izler silinmiş toplum belleksiz bırakılmak istenmiştir.

‘VATANI OLMAYAN KİM?’

Kasrı şirin ve Lozan antlaşmaları ile sadece Kürdistan’ı değil Kürt ulusunu da maddi ganimet görerek kendi aralarında bölüşmüşlerdir. “siyah, beyaz ve yeşil” soykırımlarla kürdün varoluşsallığı, benliği ve ruhu üzerine her türlü operasyonun yapıldığı denek haline getirilmiştir. Artık katliamlarla hayata geçirilmiş olan “en iyi Kürt ölü Kürt”, “fiziği Kürt ruhu, mantığı başkasının” olacaktı. Ancak bu biçimde Kürdü; köksüz, soysuz, kültürsüz, vatan ve ulusu olmayan bir halk gerçeği yaratımı üzerine, yeni ulus devletler inşa etmek mümkün olacaktı. Belli ki soysuz, köksüz, kültürsüz, vatanı ve ulusu olmayan devşirmelerden yapay ulus oluşturacaklardı. Yani var olan orijinal bir ulus yok edilecek, yerine olmayan Türk ulusu inşa edilecekti. Yoksa gerçek anlamda sormak gerekir ki; vatanı olmayan kim? Ulusu olmayan kim? Toprağı olmayan kim!

‘ROBOSKİ KATLİAMI, KÜRTLERİ YOK ETME SENARYOLARININ SONUCUDUR’

Kürt ulusu olarak, tarih boyunca Anavatanımız olan Kürdistan’da benzeri başka hiçbir yerde olmayan katliam ve soykırım uygulamalarına maruz kalırken; günümüzde de Kürtleri yeryüzünden silmek isteyen aynı zihniyet, Kürtleri ulus olarak kırımdan geçirme girişimini, Dersim, Maraş ve en son Roboski katliamıyla güncellemek istemiştir. Tarihte de olduğu gibi ne zaman ki işgal ve sömürge zihniyetine karşı direniş mücadelesi güçlenmişse, ülkemiz ve halkımız üzerinde en ahlaksız ve insanlık dışı fiziki katliamlar gerçekleştirilmiştir. Bugün ise Kürt ulusu olarak Önder Apo ve PKK öncülüğündeki özgürlük mücadelemizin ulaştığı düzey karşısında zorlanan işgalci T.C devleti, ülkemiz ve halkımız üzerinde kırım uygulamalarını daha da derinleştirmiş, Roboski’de fiziki katliam yapacak kadar vahşi uygulamalarını ortaya çıkarmıştır. Dersim de, Maraş’ta Alevi ve Roboski’de Sünni halkımızı katlederken asıl amacın Kürt halkı olduğu aşikârdır.

Uluslararası güçlerin taşeronu Recep Tayyip Erdoğan ve partisi AKP, din istismarcısı Gülen çetesi ile bütünleşerek adeta ikinci Abdülhamit’in Hamidiye Alayları gibi Kürtlere soykırım senaryoları hazırlamaktadırlar. Roboski kesinlikle bu Kürd’ü yok etme senaryolarının bir sonucudur. Dolayısıyla “Roboski katilleri ortaya çıksın”,” Roboski için adalet istiyoruz” gibi çağrıların gerçekte fazla karşılığı yoktur. Zira katliamın birinci sorumlusu günümüzün ikinci Abdülhamidi ABD uşağı Tayip Erdoğan’dır.

‘HESAP SORUCU OLUNMALI’

Katliamın emir vericisinden ve faşist devletinden adalet beklemek, yine katliamın baş sorumlusundan kendini cezalandırmasını beklemek en hafif deyimle “beklemek” anlamını taşır ki; o da zamanla unutmaktan başka bir anlama gelmez. Kürt halkının, dostlarının ve ben insanım diyen herkesin bu saatten sonra Roboski katliamı şahsında bütün Kürt katliamlarının “hesap sorucusu” olması gerekmektedir. Artık bin yıllardır beklediğimiz adalet gelmiyorsa ve dünyada adalet dağıtan birileri görünmüyorsa, beklemekten ve istemekten vazgeçmeli, hesap sorarak adaleti biz oluşturmalıyız. Her katliamın hesap sorucusu büyük intikam alıcısı olmalıyız. Yine bir katliamdan sonra adalet ölçüsü ne olabilir ki? Roboski katliamından sonra öfkesinden ve büyük yürek acısından kendini bıçaklayan anayı adalet adına ne duyurabilir? Katliamın emir vericileri Erdoğan ve Gül’ün pratik uygulayıcı generale madalya verdiği şu günlerde adaleti kimden istiyoruz? Bu gerçeklikten hareketle bir kardeşlikten söz edilebilir mi? Kürt ulusuna sormak gerek; Siz kendi katliamcı ve tecavüzcünüzle yaşamak istiyor musunuz?

VEKİLLERİMİZE DUKUNMAYIN KAMPANYASI

Kürt halkının seçilmişlerini HPG gerillaları ile buluştular diye şoven bir linç kampanyası yürüterek dokunulmazlıklarını kaldırmak istiyorlar. Kimse sormuyor gül, Erdoğan ve diğer vekillere, peki siz neden TSK ile buluşuyorsunuz. Erdoğan iki de bir diyor ki TSK silah bırakamaz, silah onun enstrümanıdır. Kürtlerde der ki herkesin silahlandığı ortadoğuda gerilla silah bırakamaz, silah onun enstrümanıdır. Ve ekliyorlar TSK silah bıraksa da HPG bırakamaz. Dolayısı ile HPG ile vekillerimizin buluşması kadar doğal ve meşru başka ne olabilir. Bu esaslar üzerinde Kürdistan Halk inisiyatifi olarak “Vekillerimize Dokunmayın” kampanyası başlatıyor ve bütün halkımızı bu kampanyaya sahip çıkmaya çağırıyoruz.

‘ROJAVA’DAKİ KAZANIMLARI SAVUNMA ESASINA GÖRE ÖRGÜTLENMELİ’

Yine “stratejik yüzeysellik!” politikaların baş mimarı Davutoğlu öncülüğünde, faşist T.C devleti çetelerle Rojava’daki Kürt halkının kazanımlarına saldırarak sonuç almak istemektedir. T.C devletinin diş politika sorumlusu bu zat-ı muhterem: “Suriye deki Kürtlerin kaderi Türkiye’nin kaderidir” diyerek Rojava’daki Kürtlerin büyük kazanmasının T.C devletinin sömürge politikalarını da etkisizleştireceğini itiraf ederek, kendi sömürgeci sistemleri için tehlikeye işaret etmektedir. Bu gerçeklik paralelinde bütün Kürdistan halkımız ve dostları Rojava’daki kazanımlara karşı duyarlı olmalı ve kendini bu kazanımları savunma esasına göre örgütlemelidir.

’27 ARALIKTA SERHİLDAN YÜRÜYÜŞLERİNE KATILMA ÇAĞRISI

Önder APO ve PKK öncülüğünde gelişen Özgürlük Mücadelemiz strateji ve politikaları ile bütün katliamların önüne geçebilecek mücadele tarzını ve savunma tecrübesini oluşturmuş bulunmaktadır. Bütün kürdistan halkını ve dostlarını Rêber Apo ve PKK etrafında kenetlenerek yerel ve uluslararası katliamların hesabını sormaya çağırıyoruz.

Bu temelde başta bu katliamların mağduru ve muhatabı olan Kürt halkı olmak üzere bu katliamlara karşı vicdan sahibi tüm yurtsever, demokrat, ve sivil toplum örgütlerini 27 Aralıkta bulunduğumuz her yerde serhıldan yürüyüşlerine katılmayı, 28 Aralık’ta da katliamın gerçekleştirildiği Roboski köyünde bir araya gelerek, yapılan ve hala sürdürülen zulme karşı direniş hattını büyütmeye çağırıyoruz.

‘GENÇLER HALKI ALANLARDA SAVUNMALI’

Özellikle Aralık 27 de bütün demokratik kurumlarımız ve öncülerimiz planlamalarını katliamlara karşı serhildan yürüyüşleri ile cevap vermelidirler. Bütün halkımız alanlara çıkmalı T.C devletinin bütün kurumları hedef alınmalıdır. Sömürgeci- katliamcı devletin her şeyi hedef alınmalıdır. Kürdistan sokaklara akmalı metropoller öfkenin ateş topuna dönüşmelidir. Aralık 27’de bütün kurum ve kuruluşlarımız planlamalarını bu serhildan yürüyüşlerine göre yapmalıdır. Şimdiden her Kürt ve Kürdistanlı Aralık 27 ulusal seferberlik gününün çalışanı olmalıdır. Kürdistan gençliği ve savunma gücü olan her yurtseverimiz alanlarda halkımızı savunmalıdır. Bunun bütün hazırlıklarını şimdiden yapmaya başlamalıdır.

Önder Apo ve PKK önderlikli mücadelemiz Serhıldanla buluşunca mutlak zafer bizim olacaktır.”

Kaynak: Firatnews.com 21 Aralık 2012