Barzani, BM Temsilcisi Copler ile Görüştü

Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesud Barzani, Selahattin şehrindeki ofisinde BARZANİBirleşmiş Milletler Irak Özel Temsilcisi Martin Copler ile bir araya geldi.Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesud Barzani, Selahattin şehrindeki ofisinde Birleşmiş Milletler Irak Özel Temsilcisi Martin Copler ile bir araya geldi. Görüşmede Irak ve bölgedeki son siyasi durum ele alındığı ve süre gelen Erbil ile Bağdat arasındaki krizi üzerinde fikir alışverişinde bulunulduğu açıklandı.

Copler, görüşmede BM’nin bu süreç hakkında kaygılarının olduğunu dile getirdi. Ayrıca krizin aşılması için siyasi taraflarla görüşüp bir çözüm arayışına girebileceklerini bildirdi.

Barzani ise görüşmede yaptığı konuşmasında, “Bu kriz mutlaka barış ve diyalog yoluyla çözülecektir.” dedi.

Kaynak: sondakika.com 14 Ocak 2013

DTK Heyeti Mesut Barzani İle Görüştü

Demokratik Toplum Kongresi heyeti bugün Güney Kürdistan yönetiminin başkanıdtkkkkk Mesut Barzani ile Hewler’de görüştü. DTK Eşbaşkanı Aysel Tuğluk’un başkanlık ettiği heyetle Barzani’nin görüşmesinde Suriye’deki Kürtlerin durumundan Kürt Ulusal Konferansına kadar birçok konu ele alındı.

Suriye’deki Kürtlerin durumuna ilişkin olarak uzun süredir gündemde olan Güney Kürdistan ile Suriye’deki Kürt bölgesi arasındaki sınır kapısının açılması sorunu, görüşmede yeniden gündeme geldi. Görüşmede Barzani’nin sınır kapısının açılmamasının kendilerinden kaynaklanmadığı söyledi. Barzani’nin Suriyeli Kürt partilerinin kendi aralarında anlaşamamalarının kapının açılması önünde engel olduğunu, birlik olmaları durumda Dohuk’a bağlı Qahire köyü ile Dicle Nehri arasında nereden istenirse kapının açılabileceğini söylediği öğrenildi. Bu konuda, DTK heyetinin Kürdistan Parlamentosu Başkanı ile yapığı görüşmede ise, sınır kapısının açılmasının önünde Türkiye ve ABD’nin, buralardan açılacak bir sınır kapısından İran’ın Esad rejimine yardım götürüleceğini söyleyerek, engel olduğu dile getirilmişti.

Suriye’deki Kürtlere yapılacak insani yardımlar konusunda da Barzani, hükümet adına yardım etmenin mevcut siyasal konjektür içinde zor olduğunu, ama sivil toplum örgütlerinin yapacakları yardımların aktarılmasının önünde hiçbir engelin olmadığını söylediği belirtildi. Ayrıca DTK heyetinin, Suriye’deki Kürt bölgesine geçme isteminin de Barzani tarafından olumlu karşılandığı öğrenildi.

Barzani-DTK görüşmesinin en önemli bir diğer konusuysa Bağdat-Hewler gerginliğiydi. Bu konuda Barzani, Kerkük’ün bir Kürt bölgesi olduğunu kesinlikle tartışma konusu dahi yapmayacaklarını söyledi. Barzani, Bağdat’ın ise, Kerkük’ü “Kürdistan”dan ayrı görmek istediğini belirtti. 140′ıncı maddenin aslında 2009 yılı seçimlerinde uygulandığını ve o yıl halkın seçimler döneminde tavrını “Kürdistan”dan yana koyduğunu kaydeden Barzani, bu konuda kesinlikle geri adım atmayacaklarının altını çizdi. Dicle Operasyon Gücü’nün (Fermandaye Dicle) Kürtlere geri adım attırmak için kurulduğunu belirten Barzani, “Biz geri adım atmadık, savaşmaya da hazırdık. Ama ABD müdahale etti. İzin vermedi” dedi. Barzani, 140′ıncı maddenin uygulanmamasının ve Bağdat-Hewler gerginliğinin merkezi Irak hükümetinden kaynaklandığını ve kendilerinden kaynaklı olmadığını ifade etti.

Barzani-DTK heyeti görüşmesinde gündeme gelen bir diğer konuysa yıllardır tartışılan ama bir türlü uygulanmaya Kürt Ulusal Kongresi sorunu oldu. Bu konuya Barzani’nin de olumlu yaklaştığı ve bundan sonra yapılacak olan bir ulusal kongrenin toplanıp, ardından dağılma değil, toplu halde çalışmalarını sürdürme temelinde toplanması gerektiğini söylediği öğrenildi. Bu konudaki kaygılarını da dile getiren Barzani’nin, Türkiye ve Irak’ta Kürtlerin temsilliyet konusunda net olduklarını, ama İran ve Suriye’de hala sorunların yaşandığını bundan dolayı, o parçalardan Kürt temsilinin tam yapılamayacağını söylediği de edinilen bilgiler arasında.

DTK heyetinin bugünkü görüşmelerinin içeriğine ilişkin satır aralarından edinilen bilgilere göre, bir konferans önerisi de Yekitiya Parlamanteran Kürdistan’dan DTK heyetine yapıldı. Yekitiya Parlamenteren Kurdistan tüm Kürt bölgelerinden ve Avrupa ve BDT devletleri başta olmak üzere diasporadaki tüm Kürt parlamenterlerinin de katılacağı bir Kürdistan Parlamenterler Konferansı’nın yapılması önerildi. Öneri DTK heyetince de olumlu karşılandı.

DTK heyeti yarın da, 182 bin Kürdün katledildiği Enfal’in sembol yeri olan Germiyanı ve Bağdat-Hewler gerginliğinden dolayı Duzxormato civarlarında mevzilenen peşmergeleri ziyaret edecek.

Kaynak: Firatnews.com 19 Aralık 2012

Talabani Hastaneye Kaldırıldı

Irak Cumhurbaşkanı ve YNK lideri Celal Talabani rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldı. Irak Cumhurbaşkanlığı bürosundan yapılan açıklamaya göre Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani, dün gece rahatsızlanarak Bağdat’ta bir hastaneyetalabani kaldırıldı.

Bir Uzman doktor ekibin gözetiminde tutulan Talabani’nin yorgunluğa bağlı olarak rahatsızlandığı belirtilirken, açıklamada Talabani’nin sağlık durumuyla ilgili yakında resmi bir açıklama yapıldığı kaydedildi.

Celal Talabani, son yıllarda bir çok kez sağlık sorunları nedeniyle hastaneye kaldırıldı. Ağustos 2008’de ABD’de başarılı bir kalp ameliyatı geçirirken, bir yıl sonra Ürdün’deki bir hastanede tedavi altına alındı. Talabani ayrıca ABD ve Avrupa’da çeşitli sağlık sorunlarından dolayı tedavi gördü. Mart 2012’de ABD’de rahatsızlanarak hastaneye kaldırılmıştı.

Kaynak: Firatnews.com 18 Aralık 2012

Kerkük Ve Musul’da Bombalı Saldırılar

Irak’ta Pazar günü 18 kişinin hayatını kaybettiği saldırılar ardından bugün sabahbombalı araç saatlerinde de Musul ve Kerkük’te düzenlenen saldırılarda en az 10 kişi hayatını kaybetti.

Musul’da Şabak Kürtlerinin yaşadığı Haznah köyünde bomba yüklü araçla düzenlenen saldırıda 5 kişi hayatını kaybetti, 12 kişi yaralandı. İkinci saldırı Kerkük’e bağlı Tuz Hurmatu kentinde gerçekleşti. Şii camisi yakınında meydana gelen iki patlamada 5 kişi hayatını kaybetti, 20 kişi yaralandı.

Bu saldırılar Pazar günü en az 17 kişinin hayatını kaybettiği saldırılardan sonra yaşandı. Kerkük’te 15 Aralık Pazar günü iki Şii camisine yönelik bomba yüklü araçlarla saldırılar, yol kenarına yerleştirilmiş yedi bombanın patlaması ve bir polisi hedef alan başka bir bombalı saldırıda toplam 13 kişi yaşamını yitirdi, 57 kişi yaralandı.

Aynı gün Federal Kürdistan Bölgesi’ne henüz bağlanmayan Kürt kenti Celewla’da YNK binasına yönelik bomba yüklü araçla düzenlenen saldırıda iki kişi hayatını kaybetti, 13 kişi yaralandı. Saldırı, bir grup kişinin peşmergelere katılmak için toplandığı sırada gerçekleşti. Irak’

Ayrıca Bağdat’ın kuzeyindeki Tarmiya, askeri kontrol noktasına silahlı kişilerce düzenlenen saldırıda en az 2 asker öldü, 3’ü yaralandı. Başkentin 200 km kuzeyindeki Beici’de bomba yüklü aracın patlaması sonucu bir polis ve 3 sivil yaralandı.

Kaynak: Firatnews.com 17 Aralık 2012

Kürtler Bölmez

Barzani’nin sağ kolu olarak bilinen deneyimli siyasetçi Irak Kürdistan Bölgeselkürtler-bölmez Yönetimi’nin Başkanlık Divanı Başkanı Fuad Hüseyin ile Erbil’e yarım saat uzaklıktaki Selahaddin’de Başkanlık Sarayı’na yakın bir adreste ile ülkenin bölünme ihtimalini konuştuk.

KÜRDİSTAN SINIRINA BİRLİKLER GÖNDERDİ

– Maliki’nin politikalarında Şii vurgusu olduğunu, etnik saiklerle hareket ettiğini düşünüyor musunuz?

Eğer merkeziyetçi bir düşünceyle bütün sistemi yönetmek isterseniz, toplumu bu yönde harekete geçirmek için ideolojiyi kullanırsınız. Fakat bunu söylerken Başbakan Maliki’yi mezhepçilikle suçlamıyorum. Ama ülkeyi merkezden yöneteceğim derken Arap milliyetçiliği ve din gibi kavramlar kullanıyor ki tehlikeli olan bunlar işte. Bu yaptığı anayasamıza aykırı.

– Erbil ile Bağdat arasındaki derin görüş ayrılıkları askeri çatışmaya döner mi dönmez mi? Kürtler silah kullanmaya hazır mı?

Biz bütün sorunların diyalogla çözülmesi taraftarıyız. Ama diyalog dediğimiz şeyin çerçevesi bellidir; anayasa ve daha önce imzalamış olduğumuz anlaşmalar. Yani aslında biz Bağdat’a heyet üzerine heyet gönderiyorsak, bu sadece konuşmak için değil. Anlaşmaların onurlandırılmasını bekliyoruz elbette. O ise Kürdistan sınırına birliklerini gönderiyor. Savaşmasa bile çatışma atmosferi yaratıyor. Biz ise şu noktada barış için savaşıyoruz. Diyalogla çözüm arıyor olmamız zayıf olduğumuz ya da saldırıya uğrarsak kendimizi savunmayacağımız anlamına gelmiyor elbette.

KERKÜK KARARINI MALİKİ VEREMEZ

– Maliki sizin Kürdistan Bölgesi’nde yasal dayanağınız olmadan ağır silah bulundurduğunuzu öne sürüyor.

Ona göre zaten bizim sahip olduğumuz her şey yasa dışı. Belki de onun kafasında yasa dışı olan biz Kürtleriz, yaşamamamız gerekiyor. Anayasal olmaktan söz edecek, sonra da birliklerini anayasanın sınırını çizdiği Kürdistan Bölgesi’nin sınırına dayayacak. Bir başbakanın ülke içinde içsavaş çıkartması mıdır yasal olan? Anayasa diyor ki; üzerinde ihtilaf olan bölgeler için 140. maddenin uygulanması lazım. Asıl kanunsuz olan Irak ordusunun bütün komutanlarını parlamentoya sormadan atamaktır. Kimin ne kadar kanunsuz olduğunu kıyaslayacaksak, maalesef bizim kazanma ihtimalimiz yok. (MADDE 140. Kerkük’ün statüsünün halkoylamasıyla belirlenmesini öngören madde. Aynı madde referandumdan önce bir nüfus sayımı yapılmasını öngörüyor.)

– Adını koyalım, ihtilaflı bölgeler derken Kerkük’ü kastediyorsunuz. Kavga oradan koptu zaten. Nedir çıkış yolu size göre?

Üç adımı var bu işin. Birincisi Saddam döneminde evlerinden sürülen insanların geri getirilmesi ki, bu yarı yarıya gerçekleşti denebilir. İkinci aşama da nüfus sayımı. Yıllardır merkezi hükümet nüfus sayımına teknik olarak hazır olduğunu açıklayıp duruyor.

E, o zaman neden yapmıyorsunuz?

Sayım sadece Kerkük için önemli değil, ülkedeki pek çok politikanın belirlenebilmesi için şart. Sizin sorunuzun doğru yanıtı şu, 140. madde uygulanır. Sonra da Kürdistan’ın sınırlarının nereye kadar olduğuna halk karar verir. Maliki değil.

NEFRET EDİYORLARSA NE YAPABİLİRSİNİZ

– Büyük Kürdistan hayalinize ne oldu?

Bakın ben artık bugün politikacı olarak konuşuyorum. Geçmişte ben de kendi kaderini tayin hakkı hakkında kitap yazmıştım. O kitap 1984′te yayınlandı. Ama bugün sorumluluk sahibi bir insan olarak gerçekçi olmalıyım. Bu hakkın ne şekilde kullanılacağı bugün sadece bize bağlı değil. Etrafımızdakilerin ne istediği, ne yapacağı önemli. Onlar sizinle yaşamak istemiyorsa, sizden nefret ediyorsa ne yapabilirsiniz? Bağdat bugün nefret üzerine bir ideoloji kuruyor ki bu çok çok tehlikeli. Biz geçmişte hiçbir zaman Araplarla savaştığımızı söylemedik. Biz bir halkla savaşmadık, rejimlerle savaştık.

– Ankara ile ilişkilerin geldiği nokta nedir?

Çok çok iyi. Türkiye’de yakın zamana kadar, ‘Kürt’ kelimesinin kullanılmasının ne kadar zor olduğunu yaşayan insanlarız. Ama sadece 3-4 yıl gibi kısa bir sürede yoğun diyalogla, siyasi ve ekonomik çıkarların da örtüşmesiyle Türkiye bizim kendisi için tehdit olmadığımız anlayışına ulaştı. Biz sadece Türkiye için değil, İran için de bir tehdit değiliz. Bizim çıkarımıza olan bütün bölgenin istikrarı. Bugün Türkiye ile masaya oturduğumuzda konuştuğumuz bir dolu mesele var. Eskiden masada sadece üç harf vardı. Bütün tartışma PKK üzerineydi. O zamanlar buna çok şaşırıyorduk. İlişkilerin bugün gelmiş olduğu noktayı çok önemsiyoruz ve bunu koruyabilmeyi umuyoruz. Dört yılda bir çocuğumuz olduysa, bu ilişkiyi 14 yıl kurmuş olsaydık bugün bir dolu çocuğumuz vardı büyük ihtimalle.

– O üç harf şu anda masada değil mi?

Hayır, elbette onu kastetmedim. Ama artık görüşmeler sadece PKK üzerine değil. Bir kere Türkiye’nin inkâr süreci Başbakan Erdoğan’ın Diyarbakır’a gitmesiyle ve Kürt meselesinin adını telaffuz etmesiyle sona erdi. Eğer Kürtlerin varlığından bahsediyorsanız, demek ki onların siyasi, ekonomik ve kültürel hakları da var demektir. Sorunun nasıl çözüleceği siyasetin işi. Ama en önemlisi ilk adımdı, yani sorunun varlığını kabul etmek.

TÜRKİYE ARTIK HAKLARI VEREBİLECEK BİR ÜLKE OLDU

– Sizin deneyimlerinize göre çözümün bundan sonraki aşaması nedir?

Sorunun diyalogla çözülebileceğine inanıyorum. Diyalog derken de tek bir partiyi ya da kişiyi kastetmiyorum. Devlet Kürtlerin eğitim, televizyon, savunma gibi taleplerini karşılayabilmeli. Türkiye’nin iç işlerine karışmak istemem ama çözüm bence yavaş yavaş bu hakların verilmesinden geçiyor. Türkiye herkesin haklarını verebilecek açık ve demokratik bir ülke oldu artık. Zaten tam da bu sayede bugün bizimle rahat ilişkiler içine girdiler.

– Bu süreçte Mesud Barzani’nin oynayabileceği rol defalarca konuşuldu. PKK nasıl silah bırakacak, Kandil nasıl boşaltılacak. Bu tür kapsamlı bir çözümden çok mu uzaktayız?

Bilemiyorum ama bence değişim gerçekleşiyor. Adımlar bazen küçük olur, bazen büyük, bazen kesilir, yeniden başlar. Yani süreç aslında hâlâ orada ve bu konuda tüm aktörler hemfikir. Ama sürecin nasıl devam edeceği öncelikler ve zamanlamalara bağlı elbette. Bazen bunlar çok büyük sorun haline gelebiliyor. Ama inanın süreç hâlâ orada duruyor.

– Süreç derken tam neyi kastediyorsunuz?

Diyalog süreci. Bunu kim inkâr edebilir ki? Hiç kimse. Ben PKK ile hükümet arasındaki görüşmeleri kastetmiyorum. Genel anlamdaki diyalog sürecinden bahsediyorum. Başkan Barzani’nin kendisi de barış için savaşmış bir lider olarak ne zaman gerekirse o sürecin bir parçası olabileceğini hep söyledi.

– Yakın zamanda Ankara’dan Barzani’ye özel bir misyon içeren bir davet geldi mi?

Bir sonraki görüşmeme geç kalıyorum. (Gülümsüyor)

Başbakanınız Kürdistan’ın başkenti Erbil’e geliyor

Ben Kürdüm ve varım. İnanın bana gerçeğim. Yaşıyorum, adımla sanımla Kürdüm. Eğer birileri bana ‘Hayır yoksun’ derse ne konuşabilirim ki onunla. Türkiye’de bu değişim yaşandı. Başkan Barzani artık Türkiye’ye ‘Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı’ sıfatıyla geliyor. Sizin Başbakanınız Irak Kürdistan’ın başkenti Erbil’e geliyor. Biz bu ilişkiyi koruyacağız ve daha da gelişmesi için barışçıl yollarda elimizden ne gelirse yapacağız.

Bana sinirlendi salonu terk etti

Hollanda’da yaşadığım yıllarda dönemin Başbakanı Bülent Ecevit bir Sosyalist Enternasyonal toplantısı için Amsterdam’a gelmişti. Dar bir grubun davetli olduğu kapalı bir toplantıda Ecevit, konuşmasında Kürt sorunu dışındaki her şeye değindi. Hollandalı bir katılımcı Kürt sorununu niye pas geçtiğini sorunca şu yanıtı verdi: “Sözünü ettiğiniz şekilde bir sorun yok. Bizim topraklarımıza saldıran teröristler var.” Düşünün ‘Kürt sorunu’ bile demekten imtina ediyor. O kelimeyi kullanmıyor. Bunun üzerine ben elimi kaldırdım ve şunları söyledim: “Sayın Başbakan siz bir şairsiniz ve iyi şiir yazmanız için iyi bir hayal gücü lazım. Ama aynı zamanda bir siyasetçisiniz. Sanıyorum buradaki yorumları yaparken siyasetle şiiri karıştırdınız. Size sorum şu; Ülkenizde bir tane bile olsa Kürt var mı? Bu soruya yanıtınız evet ise o zaman zaten Kürtleri tanımış olursunuz.” Bunun üzerine Ecevit sinirlendi. Toplantıya bir bölücü davet ettiklerini söyleyerek salonu terk etti. Düşünün onların kafasında tek bir Kürt bile var olamazdı. Ama bugün Türkiye’de Kürtler var. Sanıyorum bugün benim Ecevit’e sorduğum sorunun cevabını Türkiye’deki herkes rahat bir şekilde verebiliyor.

Yapılandan çok rahatsız olduk

– Geçen hafta enerji konferansı için Erbil’e gelmek için yola çıkan Taner Yıldız’ın uçağına izin verilsin diye yönetiminizin devreye girmesi de yetmedi değil mi?

Olay esnasında Başbakan Neçirvan Barzani devredeydi, Başkan Mesud Barzani de süreci yakından takip etti. Son dakika müdahaleleri yapıldı ama ne yazık ki çok geçti. Çok üzgünüz. Sayın Yıldız’a yapılandan çok rahatsız olduğumuzu Bağdat’a bildirdik.

– Türk bakanın uçağı üzerinden yaşanan kriz gösterdi ki Maliki eğer isterse hava sahasını herkese kapatabilir. Ya aynı şeyi Barzani’ye yapsa?

Bakın eğer uzlaşırsa, zaten Bağdat’ta bugünden farklı bir sistem olur ve bütün bunlar yaşanmaz. Ama uzlaşmak istemiyorsa o zaman zaten hikâye tamamen farklı olacak. Eğer uzlaşmaya niyeti varsa biz oturur konuşuruz. Ama o bizimle savaşma niyetindeyse, bizi izole etme, başkalarının bizi ziyarete gelmesini engelleme niyetindeyse, o zaman biz de başka yolu seçeriz.

ABD baskı yapmıyor

– ABD’nin tutumuna ne diyorsunuz? Türkiye uzun zamandır Maliki’yi Washington’a şikâyet ediyor ama Amerikan yönetimi en azından bugüne kadar ona desteğini çekmiş değil.

Amerikan tarafının da şu anki krizden memnun olmadığını biliyorum. Onlar da diyalogla çözümden yana. Biz de onlara kazandığımız hakları ve imzaladığımız anlaşmaları yeniden müzakere etmeyeceğimizi söylüyoruz. Maliki’ye anayasayı hatırlatmaları iyi olabilir. ABD iki tarafa da yardımcı olmaya çalışıyorsa bence yapabilecekleri daha çok şey var. Maliki’ye rahatça baskı yapabilirler ama şu anda bunu yapmıyorlar.

İslamiyet’te boşanma iyi değil

– ‘Kendi kaderini tayin hakkı’ bir zamanlar Kürtlerin en çok kullandığı ifade idi. Şimdi neden Irak’ın bütünlüğü için bu kadar uğraşıyorsunuz?

Biz Kürtler yıllarca özgürlüğümüz için savaştık. Kürtlerin son 40–50 yıldaki siyasi tarihine bakarsanız, bunun hak mücadelesi olduğunu görürsünüz. Bizim hayalimiz hep haklarımızı alabileceğimiz demokratik bir Irak oldu. Sonunda 2003′te bu fırsat ortaya çıktığında da gidip Bağdat’ta Araplarla siyasi süreç başlatan, Irak ordusuna adam gönderen de ilk biz olduk. Kendi kaderimizi tayin bizim hakkımız. Ama biz bu hakkı kullanarak Irak’ta federal bir sistem içinde yaşama kararı aldık. Bunun çerçevesi de Irak anayasasıdır. Bu birlik bir gün bozulursa bunun sebebi Kürtler olmayacak. Ama eğer bu adamın yaptığı gibi ordular Kürdistan’ın üzerine salınırsa, birlik falan kalmaz. İşte bu noktaya gelinirse, o zaman Kürtler de kendi kaderini tayin hakkı konusunda farklı düşünmeye başlayabilir.

– Bu sözlerinizden sorunlara rağmen o noktaya hâlâ uzak olduğunuzu mu anlamamız gerekiyor?

Bu bir evlilik.  Aşktan daha ziyade anlayışa dayalı bir evlilik. Bu evlilikte biri diğerini devamlı baskı altında tutarsa, o zaman boşanma gündeme gelebilir. Ama biliyorsunuz İslamiyet’te boşanma iyi değildir. İslam sonuna kadar evliliğin korunması için uğraşılmasını öngörür. Biz de zaten bu evliliği sürdürmek için uğraşıyoruz hâlâ

– Boşanma gerçekleşirse Türkiye başta olmak üzere komşu ülkeler nasıl etkilenir?

Açıkçası ne olur bilemiyorum. Bugünden 5 sene sonrasını görmek çok zor. Ama Kürtler birlikte ve organize. Öte yandan bugün Irak içindeki krizde Türkmenler ve Hıristiyanlar da bizim arkamızda. O gruplar da Saddam döneminde merkezi ordunun saldırmasının ne anlama geldiğini yaşayarak gördü. Kimse o günlerin geri gelmesini istemiyor. Aslında o günlerde Maliki de Saddam’dan kaçıp bizim dağlarımızda saklananlar arasındaydı. Bizim insanlarımız korudu onu. O günleri unuttu. Bugün de yine Irak’ın farklı yerlerinden insanlar kaçıp buraya gelmeye başladı çünkü bu bölge özgürlüklerin sembolü oldu. Bugün Kürdistan’a saldırmak, Irak’taki özgürlüklere saldırmak demektir.

Kaynak:Hürriyet.com.tr  10 Aralık 2012

Irak Meclis Başkanı, Barzani ile Görüştü

Irak Meclis Başkanı, Erbil ile Bağdat arasında yaşanan askeri gerilimi sonaırak-meclis-başkanı-300x184 erdirmek amacıyla Barzani ile görüştü.

Irak Meclis Başkanı Usame El Nuceyfi, Erbil ile Bağdat arasında yaşanan askeri gerilimi sona erdirmek amacıyla ikinci kez Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesud Barzani ile görüştü.

Dün akşam saatlerinde Erbil’e gelen El Nuceyfi, buradan Selahattin kasabasına geçerek Mesud Barzani ile bir araya geldi. Basına kapalı gerçekleşen görüşmede, merkezi Bağdat hükümeti ile Kürt Bölgesi arasındaki askeri gerilim ele alındı.

Nuceyfi, Erbil ile Bağdat arasındaki gerilimi sona erdirmek için geçen hafta devreye girmişti. Irak meclis Başkanı, önce Bağdat’ta Başbakan Nuri El Maliki ile ardından da Barzani ile görüşmüştü.

Görüşmelerin ardından Kürt yönetiminden bir heyet Bağdat’a giderek Irak Savunma Bakanlığı yetkilileri ile bir araya gelmişti. Yapılan görüşmelerin ardından üzerinde uzlaşılan metin Maliki tarafından imzalanmayınca gerilim yeniden tırmanmıştı.

Görüşmenin detaylarıyla ilgili basına açıklama yapılmazken, Nuceyfi’nin Erbil görüşmesi sonrası Bağdat’ta yeniden Maliki ile bir araya gelmesi bekleniyor.

Askeri kriz, geçtiğimiz 16 Kasım’da Dicle Askeri Operasyon Gücü’nün Kerkük’e bağlı Tuzhurmatu bölgesinde güvenliği üstlenmek istemesiyle ortaya çıkmıştı.

Bunun üzerine Erbil yönetimi başta Kerkük olmak üzere bölgeye çok sayıda Peşmerge gönderdi.

Kaynak: 1news.com.tr 06 Aralık 2012

Güney Kürdistanlı Güçlerin Ortak Açıklaması

Kürdistan Bölge Başkanlığı’nın sitesinde yer alan bir haberde, Bölge Başkanıırak-toplantı-300x194 Mesud Barzani’nin 29 Kasım günü Güneyli siyasi güçlerle bir araya gelerek son gelişmeleri değerlendirdiği ve toplantı sonucu ortak bir açıklama yapıldığı belirtildi.

“Siyasi güçler, Irak Silahlı Güçleri Komutanlığı’nın Kürdistan Askeri heyeti ile yaptığı toplantının başında gösterdiği olumlu tavırdan geri adım atarak Dicle Operasyonu’nu devam ettirmesinden, Kerkük, Duz ve öteki ‘sorunlu bölgelere’ yönelik asker sevkiyatını sürdürmesinde ısrarlı davranmasından endişe duyuyorlar” denilen ortak açıklamada, özetle şu görüşlere yer verildi:

“Toplantıya katılan taraflar, Kürd halkının Bölge’nin ve anayasal haklarının korunması ve Irak’taki demokrasi sürecinin savunulması konusundaki ortak tavrına büyük değer biçerler. Bağdat’ta diktatörlük ve militarist bir yapının önlenmesi gerektiğine vurgu yaparlar ve Bağdat hükümetinden kaynaklanan bu tehlike sürecin önlenmesi için Irak’ın tüm siyasi güçlerinin rollerini oynaması gerektiğine inanırlar, Çünkü söz konusu bela sadece Kürdleri değil, tüm Iraklı gurupları tehdit etmektedir.

“Irak’ın toprak bütünlüğünün Irak Anayasası’na gösterilecek saygıya bağlı olduğuna vurgu yapan taraflar, Anayasa’nın ayaklar altına alınmasının Irak’ın toprak bütünlüğünü tehlikeye düşürdüğü inancındadırlar.”

“Taraflar, Kerkük ve öteki sorunlu bölgelere yönelik her türlü şoven harekete yol vermeyeceklerine de vurgu yaparlar” denilen açıklamada, Irak’taki yeniden yapılanma sürecinin yolunun açılması için Kürdistan Bölgesi ile diyalogun önemini bir kez daha dile getirdiler, peşmerge güçlerini selamladıklarını, istenmeyen her olaya karşı Kürd halkının desteklemeye hazır olduklarını belirttiler.

Kaynak: dengekurdistan.nu 29 Kasım 2012

Hewlêr ile Bağdat ‘huzurda’ anlaştı!

Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile Bağdat merkezi hükümeti arasındaki tansiyonun düşürülmesi yönünde ilk adımın dün atıldığı bildirildi. Türk medyasında yer verilen habere göre, “İki tarafın askeri yetkilileri Bağdat’ta bir araya geldi ve ´bölgenin huzura kavuşturulması ve tartışmalı bölgelerden askerlerin çekilmesini müzakere´ konularında anlaşmaya vardı.

Geçtiğimiz günlerde Federal Irak Başbakanı Nuri el Maliki hükümeti, Kürdistan´da yeni bir komutanlık oluşturup Kerkük’e asker sevketmiş, Pêşmergeler de ihtilaflı kente giden yolları tanklarla kapatınca çatışmanın eşiğine gelinmişti.

Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani de “Sorunların güç kullanılarak çözülmez. Çözüm diyalogla olur” dedi.

Gelişmeleri değerlendiren Kerkük İl Meclis Başkanı Yardımcısı Rebwar Talabani: “Irak’ın artık çatışmaya, savaşmaya takati kalmadı. Hem asker ve mühimmat olarak hem de moral açısından kimse savaş istemiyor.” ifadelerini kullandı. Kürt siyasetçi, Kerkük’e güç gönderen Maliki’nin asıl amacının ise seçimler öncesinde Sünni Arapların desteğini kazanmak olduğunu iddia etti. Irak’ta bir sonraki parlamento seçimleri 2013 Nisan ayında yapılacak. 2010’daki meclis seçimlerinde 89 milletvekili kazanan Maliki, 91 sandalye alan Iyad Allawi’ye rağmen başbakanlığı almıştı. Kürt koalisyonunun o dönem Maliki’yi desteklediğini hatırlatan bir başka yetkili de Şii Başbakan’ın Kürt desteğini kaybettiğini belirterek, ‘‘Kürtlerden destek alamayacağını gören Maliki şimdi Irak’ın bütünlüğü konusunda hassasiyete sahip Şii ve Sünni Araplardan destek bulma arayışında. Bunun için bu tür provokasyonlar yapıyor.” yorumunu yaptı.

Kaynak: rizgari.com 28 Kasım 2012

Bağdat İle Görüşmeler Olumlu Bir Düzeyde Seyrediyor

Kürdistan Hükümeti resmi sözcüsü, Bağdat ile dün yapılan görüşmenin olumlu olduğunu ve bugün devam edildiğin; ayrıca Peşmerge Bakanı ile İçişleri Bakanı’nın nihayi kararı vermesi için Bağdat’a gitme hazırlığı yaptığını açıkladı.

Hükümetin resmi sayfasında yer alan habere göre Kürdistan Hükümeti resmi sözcüsü Sefin Dızeyi, dün peşmerge Bakanlığından askeri bir heyetin Bağdat’a muhatapları ile yapmış oldukları görüşmenin olumlu olduğunu ve bugünde görüşmenin sürdürüldüğünü söyledi.

Dızeyi, askeri uzmanlardan oluşturulmuş olan uzman heyetin yaşanan kriz durumunun normalleştirilmesini tarafla tartıştığını ve merkezi  hükümet ile yaşanan sorunların giderilmesi açısında olumlu bir ilerleme sağlandığını belitti.

Hükümet Sözcüsü, Peşmerge Bakanı ile İçişleri Bakanı’nın Bağdat’a giderek nihayi kararı vermeleri için hazırlık yapıldığını açıkladı.

Kaynak: peyamner.com 27 Kasım 2012

Başbakan Barzani’den Irak için savaş yorumu!

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başbakanı Neçirvan Barzani, Bağdat hükümetiyle yaşadıkları gerginliği değerlendirdi.

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başbakanı Neçirvan Barzani, Bağdat hükümetiyle sorunları anayasal yollarla çözmeyi umduğunu söyledi. Ülkede savaş çıkacağını tahmin etmediğini söyleyen Barzani, ülkedeki sorunun çözüleceğini ifade etti.

Kadın Hakları Günü dolayısıyla düzenlenen ”Kadınlara Karşı Şiddete Karşı Durmak’ konulu konferansın ardından basın mensuplarının Erbil ile Bağdat arasındaki gerilime ilişkin sorularını cevaplayan Barzani, ”Bizim Irak Anayasamız var, bu anayasa çerçevesinde konuşabilir ve sorunları çözebiliriz. Güç durumda, birisi diğerine karşı tutum sergilerse, işte o zaman Irak sakin olmaz” dedi.

“SORUN TANKLA TÜFEKLE ÇÖZÜLMEZ”

Irak Meclis Başkanı Usame en-Nuceyfi’nin arabuluculuk çabalarına dikkati çeken IKBY Başbakanı Barzani, Bağdat’a bir heyet gönderdiklerini belirterek, ”Irak Meclis Başkanı Sayın Usame en-Nuceyfi bir arabulucu rolünü üstlenmiş, önce buraya geldi ve IKBY Başkanı Sayın Mesut Barzani ile bir araya geldi. Daha sonra Bağdat’a gitti ve orada da Sayın Maliki ile bir araya geldi. Bu değerli insanın çabası, var olan sorunların güç kullanmadan, barışçıl yollarla çözülmesini sağlamak. Bizim dileğimiz, Sayın Meclis Başkanı Usame en-Nuceyfi’nin çabalarının sonuç vermesidir. Bugünkü heyetten sonra, yarın yüksek heyetimiz gidecek ve toplantı yapacak. Elbette gitmelerinin nedeni iyi bir sonuç elde etmek içindir” diye konuştu.

”Irak güçsüz iken sorunları çözmediniz şimdi nasıl çözmeyi düşünüyorsunuz” sorusu üzerine Barzani şu cevabı verdi:

”Konu güç değildir, konu sorunların nasıl çözüleceğidir. Bağdat veya Erbil, ”hangisi ne zaman zayıf ise, güçlü olan diğerine saldırsın” şeklinde bir çözüm olmaz. Bence, Irak’taki sorunlar bu şekilde çözülmez. Irak tarihi bir çok şeyi kanıtlamıştır ve tarihe bakarsak güç kullanarak bir şeyin çözülmediğini görebiliriz. Sorunları çözmek için bizim anayasamız var, bu anayasa çerçevesinde oturup konuşabilir ve çözebiliriz. Benim şahsi düşüncem, Bağdat ile bir çatışma olması ne bizim, ne de Bağdat’ın çıkarınadır.”

“SAVAŞ ÇIKACAĞINI TAHMİN ETMİYORUM”

Irak Başbakanı Maliki’nin ”Kürt bölgesinden Bağdat’a giden araçların Bağdat onayı olmadan geçişlerine izin verilmemesi” talimatının hatırlatılması üzerine Barzani, ”Araç konusu yeni bir konu ve elbette toplantılarda dile getirilecektir. Fakat, şu ana kadar bize bu konuda resmi bir bilgi ulaşmış değil” ifadelerini kulandı.

Barzani, son günlerdeki gerilimin halkta korku yarattığının belirtilmesi üzerine, Irak Meclis Başkanı Nuceyfi’nin diyalog çabalarını hatırlatarak şunları kaydetti:

”Bizler iyimseriz. Bu çabalar sonuç verecektir, bu bölgelerde savaş çıkacağını tahmin etmiyoruz. Ben şahsen bir çözüme ulaşacağımıza inanıyorum ve korkulacak bir durum görmüyorum. Bizim diyalog yolumuz açık, bence Bağdat’la bu sorunları diyalog masası üzerinde çözebiliriz, ben bu konuda iyimser düşünüyorum.”

Başbakan Barzani, Irak ordusunun ve Peşmerge güçlerinin tartışmalı bölgelere asker göndermesi konusunda ise şu ifadeleri kullandı:

”Bizim Dicle Operasyon Gücü hakkında tutumuz bellidir; fakat Kerkük’te ve diğer bölgelerde, polisin bu güce (Dicle Operasyon Gücü’ne) dahil edilmesi Bağdat ile yaptığımız anlaşmaya aykırıdır. Daha önce Bağdat ile 3 kollu bir mekanizma vardı; biz, Bağdat ve ABD. Bu mekanizmanın tekrarlanmasını ve sorunların çözülmesini istiyoruz. Dediğim gibi, ben çok umutluyum, bu sorunu çözebilir ve neticeye varabiliriz. Tabii ki, biz anlaşırsak bu güçler de orada kalmazlar.”

Kaynak: merhabahaber.com 27 Kasım 2012